Web Analytics Made Easy - Statcounter
Prof.Dr.Hasan Moğol – Pusuhaber | Pusuhaber.net | Doğru Tarafsız Haber
DOLAR

34,4971$% 0.09

EURO

36,4048% 0.12

STERLİN

43,7222£% 0.21

GRAM ALTIN

2.950,04%0,52

ÇEYREK ALTIN

5.033,00%-0,14

BİTCOİN

3369868฿%4.43437

a
Prof.Dr.Hasan Moğol

Prof.Dr.Hasan Moğol

05 Temmuz 2022 Salı

BAYRAM SİZİN NEYİNİZE

16

BEĞENDİM

ABONE OL

Bugün 5 Temmuz 2022. Bundan 101 yıl önce; İtalyan işgalcilerin Antalya’yı işgal üssü yaparak başlattıkları Anadolu işgalinin (Antalya, Burdur, Isparta, Afyon, Konya, İzmir, Muğla ve ilçeleri) resmen sona erdirildiği, 5 Temmuz 1921 Salı gününün yıl dönümü.

Yine böyle sıcak bir günde, 2 yıl 3 ay 1 hafta süren Anadolu işgalinin ardından 5 Temmuz 1921 Salı günü Anadolu’yu, Antalya Limanından terk etmek zorunda bırakılmışlardı.

O gün; Türk askeri halkı toplamış ve bayram yapmışlardı. Sonra, düşmanın direnmeleri dolaylı olarak sürse de, Anadolu’nun önemli bir kısmı ile birlikte Antalya, 5 Temmuz günü düşmanın kirli çizmeleri ile çiğnenmekten kurtulmuştu.

Düşmanla işbirliği yapan bazıları, ermeni, rum, Yahudi ve sair ne varsa onlarda Antalya’dan kaçmak zorunda kalmış, kimileri gitmemek için ağlamışlar, kendilerini denize atmışlar…

Sonraki yıllarda, vefasızlar düşmanın kovulduğu ve bayram yapıldığı günleri unutmuş, unutturmuş… Tâ ki, 1994’e kadar…

O yıllarda, bizim yeni duyduğumuz; askeri okullarda ve turizm rehberleri ile bazı okullardaki öğretmenlerin çokça kullandığı bir cümle vardı: ANTALYALILAR HÜMANİST OLDUĞU İÇİN, İTALYANLARI ÇİÇEKLE KARŞILAMIŞLAR, AĞLAYARAK UĞURLAMIŞLAR

Antalyalıları ve Türk milletini hâin ilân eden bu kurşun gibi sözleri Türk milletine ağır hakaret saydığım için başladığım araştırmalar neticesinde, Antalya Ekspres Gazetesi’nin sahibi ve Başyazarı Cevat ALP ağabeyle Mehmet ÖZTÜRK’ün Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı yaptığı ART televizyonunda yaptığımız uzun programlar, gazetesinde sürekli olarak yazdığımız yazılar, yüzlerce konferans, radyo-televizyon programlarının ardından 1994’de “5 Temmuz Antalya’nın İtalyan İşgalinden Kurtuluş Bayramı” olarak resmen kabul edildi ve büyük bir coşkuyla kutlandı!…

Sonraki yıllarda, biraz da bizim gayretlerimizle bir müddet devam etti…

Bazen kerhen, mecburiyetten kutladılar… “Temmuz’un sıcağında başımıza bunu nereden belâ ettin” dercesine, Atatürk Anıtı’na alelacele çelenkleri koyup kaçtılar… Bazen de hiç alâkasız, italyana ağıt düzenlere birkaç dakikalık konuşma yaptırarak zevâhiri kurtarmaya çalıştılar…

Yıllarca, 5 Temmuz günü Antalya Cumhuriyet Meydanı’nın bir kenarından nasıl kutlayacaklar diye seyrettim… Ecdâd bunlara mı mahkûm diye yalnızca üzüldüm…

Sonra, tekrar unuttular veya unutmak zorunda kaldılar…

Olmayan limanlarda “kayıkları nasıl kaydırırız bayramı(!)” ve sair bayramlar(!) ettiler de, vatanın düşmandan kurtarılmasına sevinemediler!…

Şimdi bakıyorum da; Türk vatanını işgal eden düşmana lâf söyletmeyenler, vatanın düşmandan temizlenmesini küçümseyenler, tepeden tepeden konuşup her bir şeyi bildiğini dikte ettirmeye çalışanlar… Vatan-millet davasını ben bilirim havasında olup da; kendisinden sonrakiler sıkıntı çekmesin diye şehid, gazi, aç, sefil olmuş ecdâdını hatırlamadığı gibi saygısızlık, vefâsızlık yapanlar… “Vefâ imandandır” hadîs-i şerîfinin, yalnızca kendisiyle işbirliği yapanlara gösterilmesi gereken bir düstur zannedenler; ecdâda, şehide, gaziye, millî-manevî değerlere sahip çıkmanın da “vefâ” olduğunu, bu vefâsızlığın iman meselesi olduğunu da düşünmeleri gerekir!…

Öyle ya, oyun oynaş içerinde olunan bu dünyanın bir de altı var!… Tabii ki, inandığını söyleyenler için…

Hani, şehîdin arkasından; “hakkını helâl et şehidim” diye bağırıp, sonra oyun ve oynaşa dalanlar… Ölmüş birisinin hakkını helâl etme yetkisinin olmadığı, hakkını mahşer günü karşı karşıya gelerek alacağını bilmeyenler…

Her şeyi hatırlayan ama ecdâdın vatanı kurtarıp bayram ettiği günü bilemeyenler…

Şehidler, gaziler, sizler zevk ü sefa içerisindeyken bir lokma ekmeğe muhtaç ölen ecdâd, size hakkını niye helâl etsin!… Hangi yüzle helâllik istiyorsunuz ki!…

Tabiî ki, 5 Temmuz sıcağında işgalci İtalyanı Türk vatanından çıkaranlara kızacaksınız, onları hatırlamayacak, hatta aşağılayacaksınız!…

Çünkü; Türk kalmanıza sebeb oldular!… İtalyan olup kurtulacaktınız, kurtulamadınız!… Avrupa Birliği’nin içinde, Avrupalı olacaktınız, engel oldular!… Hani, iki de bir çatışıp durduğunuz Allah, Peygamber, Kur’ân, haram, helâl ile uğraşmayacaktınız, yaptığınız iş sorgulanmayacaktı, rahat edecektiniz!… Papaza üç beş kuruş verip günahlardan kurtulup cennetin has köşesine oturacaktınız!… Papazla anlaşıp, istediğiniz her günahı işlemeye devam edebilecektiniz!… İşi gücü bırakıp, her naneye kılıf dikmek için uğraşmak, insanları ve Allah’ı nasıl ikna ederim planlarıyla cebelleşmek zorunda kalmayacaktınız!…

İTALYANLARI ÇİÇEKLE KARŞILAMAK, AĞLAYARAK UĞURLAMAK, GİTTİKLERİ İÇİN AĞITLAR YAKMAK, TÜRK’Ü YERDEN YERE VURMAK; işgal olmadan işgalcilerle gizli gizli görüşenler, savaş gemilerini ziyaret edip işbirliği planlayanlar, kuyruk acısı olanlar, Türk ülkesi işgal atındayken “serbest dolaşım kartı” ile bütün işgal bölgelerinde işgalciler himayesinde ticaret yapanlar, işgal komutanı ve askerleriyle işbirliği içerisindekiler, Türk yurdunun işgalinde düşmanla işbirliği yapanlar ve bir sır ile o kodları yaşatanlar elbette 5 Temmuz’ları sevmeyecektir!…

Ecdâdın mirasını hovardaca harcayanlar, yalnızca politik veya işlerine geldiğinde düğünü, bayramı, şehidi, gaziyi, çekilen acıları sözde hatırlayanlar!… Yine ihtiyacınız olur ise kullanmak istediğinizde kullanırsınız, size kim ne desin,!…

5 Temmuz yalnızca Antalya’nın değil, hiçbir zaman dönüp bakmamış Burdur, Isparta, Afyon, Konya, İzmir, Muğla ve ilçelerinin de İtalyan İşgalinden Kurtuluşu Bayramı kutlu olsun demeli miyim?…

Hayır!… Değmez!… Ecdâdın mirasını hovardaca yemeye devam edin!… İşinize geldiğinde, kullanmak istediğinizde alır kullanırsınız!… Size, kim, ne söyleyebilir!…

Vay milletim vay!… Bayram sizin neyinize!…

Ne dinî, ne millî bayramlara hakkıyla sahip çıkamadınız, kutlayamadınız ya!…